Sosyal Simgeler

Pages

11 Temmuz 2014 Cuma

Outlast Whistleblower deneyimim.

Açıkçası ilk oyundan daha çok korkutucuydu diyebilirim. Oynayanlar bilir ilk oyunda Miles Upshur karakteri
ile neler çektiğimizi. Bu paragraftan itibaren ağır
spoilere başlıyorum o yüzden oynamayan bakmasın.
Miles Upshurdan bahsetmek gerekirse, hırslı, kararlı bir karakter ki kendini böyle bir cehenneme atıyor. İlk oyunda gizemli bir mail bizi Mount Massive Asylum'a getirmişti. İşte Whistleblowerde o maili atan Waylon
Park'ı yönetiyoruz. Murkoffta bir yazılım mühendisi abimiz. Akıl hastaları üzerine yapılan deneylerden oldukça
rahatsızlık duyan Waylon Park bu olanları dışarı sızdırmak adına Miles Upshur'a bu maili atar. Ve zeki(?)
yazılımcımız bu bilgisayarın Murkoff şirketine ait olduğunu ve izlendiğini aklına getiremiyor ve kapıdan birinin
seslenmesi üzerine panik içinde maili yollayıp laptopu kapatıyor. Bizi birçok kez çağırmalarına rağmen
gitmediğimiz için şüphe çekiyoruz. Ve Waylon abimiz de heyecanını gizleyemediği için kendini kolaylıkla ele veriyor. Yakalandığı için de Walrider projesinde kullanılan ''Morfojenik Motor' adına kobay oluyor.
Evet Murkoff şirketinden asla istifa edemezsiniz. Ve şirkete ihanet ettiğiniz için kovulmazsınız, bunun yerine
denek olarak kullanılırsınız. Oyun işte tam burada başlıyor. Olayların birkaç saatte nasıl bu boyuta ulaştığına
şaşıracaksınız. İlk oyunda ki parmaklarımızı kesen Doktor Treager ve hayvanımsı Chris Walker gibi Whistleblowerde de bizim sürekli ensemizde dolaşan 2 eleman var. Biri yamyam, adından anlaşıldığı üzere insan eti yiyor. Ve Gluskin, yani Damat. Açıkcası asrın abazası seçilebilir bu damat arkadaşımız. Yokluktan
Erkekleri bile kız gibi görüyor, ve erkeklik organlarını kesip kıza benzetiyor. Oyunun başında siz masa başındayken cama yapışıp ''Bana yardım edebilirsin seni biliyorum'' diyen eleman da o damat işte. Tam bir namus belası. Açıkçası diken üstünde oynadım damat sahnelerini. İlk oyunda Chris Walker bile beni bu kadar korkutamamıştı açıkçası. Beni düşündüren de oyunun sonuydu açıkçası. Waylon Park Damatı öldürüyor, (Tamamen şans eseri) ve Jeremy Blaire Tarafından bıçaklanıyor, tam o sırada Walrider gelip
Jeremy arkadaşımızı parçalarına ayırıyor ve bize hiçbir şey yapmıyor. Tam bu nokta da düşünüyorum, o yoksa Miles mi? Biliyorsunuz İlk oyunun sonunda Walrider içimize girmişti ve kurşuna dizilmiştik, sonra Walrider bedenimizden çıkıp herkesi öldürmüştü. Acaba Walrider projesi ''akli dengesi'' yerinde olan birinde
başarılı mı olmuştu? Yani Miles Walrider mi oldu? Evet, aynen öyle oldu. Miles'in arabasına atlayıp kamerayla bize doğru gelirken Walrider'e bakıyoruz. Ve bir kaç saniyelik insan şekli alıyor. Ve evet,
o Miles. Kıyafetlerinden tanımak zor olmamalı, arkamızdan biraz kovalıyor (Sanırım arabasını çaldık diye kızdı adamcağız) ve kaçıyoruz oradan. Sonra görüntüleri Murkoffun bizi ailemizi öldüreceğini bildiğimiz halde
İnternete yükleyip büyük darbeyi vuruyoruz o lanet şirkete.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder